Tarih boyunca, Türk Milleti
inişli çıkışlı yollardan geçmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Amaç,Türk
milletini refaha ulaştırmak ve nesillere güzel şeyler sunmak olmuştur. Bu,
insanoğlunun tabiatında varolan genel anlamda bir düşüncedir. Bu sebepten
dolayıdır ki, aile biriminde daha net bir şekilde görülür. Eğer, aile
içerisinde kaidelere uygun bir birlik ve beraberlik yoksa, önce huzur ortamı
bozulur. Sonra fertler ayrı ayrı istikametlere dağılınca, aile düzeni diye bir şey kalmaz. Daha sonrası malumdur.
Ülkelerde de buna benzer bir şekilde işleyiş
mevcuttur. Devlet yönetimi daha da geniş ve zorluğundan dolayı yasalarla idare
edilir. Bu yasalara uyulması gerekli olurken, birlik ve beraberlik şarttır. Eğer
tarih incelenirse görünen odur ki, bir çok güçlü devletin yıkılmasının sebebi
söz konusu faktörlerin bozulması
neticesinde olmuştur. Daha sonrasında
ise, dengelerin bozulması itibarı ile parçalanmalar söz konusu olur. İşte
burada sinsi güçlü devletler fırsatı ganimet bilerek, sözde “Demokrasi’yi”
getireceklerini vaat ederek söz konusu olan ülkeye topuyla tüfeğiyle girerler.
Yakın tarihte örnekleri çok; Yugoslavya, Afganistan ve Irak ile yetinelim şimdilik.
Bizim ülkemiz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti,
batılı emperyalist güçlerin korkulu rüyası olmuştur KURTULUŞ SAVAŞI’NDA ve de
sinsi güçlerin bugün tek hedefi birlik ve beraberliğimizi dinamitlemektir.
Sonrası mı ?
Atatürkçü
ilke ve inkılapları en önce yok etmek gayeleri vardır. Çünkü, Türk
milletinin İstiklal Savaşı onların
korkulu rüyası olmuştur da ondan. Çanakkale Destanı da dünyada bir şaheserdir ve
Türk’ün gururudur…
Osmanlı İmparatorluğu topraklarının kaybedilmesinin
yegane sebeplerinden en önemlisi, sinsi güçlerin içimize sızmasıdır ve kardeşi
kardeşe düşürmesi en etkili etken olmuştur.
Bugün yine aynı senaryoyu ortaya koymak
ister namertler. Türk-Kürt ve diğer
etnik kökenli vatandaşlarımızı ayrı
cephelere çekmek istemelerinin biricik sebebi budur sevgili
okuyucularım.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti “Ne Mutlu Türküm Diyene” diyenlerin cennet
vatanıdır. Bu gerçeği benimsemek demek, ülkemi seviyorum demektir… Türk, Kürt,
Çerkez,Abaza hiç fark etmez!
Sev ki, sevilesin. Sevilmek insanı en mutlu
kılan bir değerdir. Bu vasıflar yok olursa, bilinmelidir ki, huzur elden gider,
kavga başlar. Bu vesile ile bir kez daha hatırlatmak istiyorum. BİRLİK VE
BERABERLİK ZAMANIDIR ŞİMDİ!
***
Şair Şaban DEMİR’İN bir şiiri ile
veda ediyorum.
ÖZE DOĞRU
Ne zaman ki özümüzden
koptuysak,
İki ara, bir derede
kalmışız.
Yasa, töre, tepe tepe
yürüdük
İki ara, bir derede
kalmışız.
Bir zamanlar
titrettirdim dünyayı,
Ada ada, dolaşırdık
deryayı,
Şifa olur,
kaldırırdık hastayı,
İki ara, bir derede
kalmışız.
Üç soysuzun ardına
verip gittik
Çağdaş olma yolunda,
niyet tuttuk,
Yol varmadı,
niyetleri unuttuk,
İki ara, bir derede
kalmışız.
Teşhis, yanlış
yapılınca, hep sorduk,
Çok inledik, çok
sızladık ve gördük
Keltepenin
yamaçlarında durduk,
İki ara, bir derede
kalmışız.
Silkinerek, gelin
şaha kalkalım,
Bizim olan meşaleyi
yakalım,
Öze doğru, giden yola
bakalım,
İki ara, bir derede
kalmışız.
Esen
kalın.
0 yorum:
Yorum Gönder