:::: MENU ::::

1 Ocak 2014 Çarşamba

YENİ YILDA YENİ UMUTLARLA…
İnsan yapısında ki en önemli unsur diğer canlılara göre düşünebilmesidir. Düşünmek ve planlı olmak kişiye birçok avantaj sağlar. Bu sebepten dolayı planlı ve programlı olmak her fert için avantajlar sağlar. Bir de Türk Milletinin teselli edici deyimleri ve ata sözleri bir çok dillerde olmayabilir. Bunda da Türk tarihinin derin izleri ve kültür bakımından farkı ortaya yansımaktadır. Atalarımız nice badirelerden geçerek, varlığını ve Türk kültürü ile anane ve göreneklerimizi yaşatmaya muvaffak olmuşlardır. En az yedi bin yıldan beri Türk tarihi ve töresi yer küresinde bilinmektedir. İnişli – çıkışlı sarp yollardan ve dar boğazlardan geçtiği bir gerçektir ve kaderin böylesi düşman başına, rahat bir nefes almasına hep birileri engel olmaya çalışmıştır. Buna rağmen varlığını ve  Ay-Yıldızlı Türk Bayrağını gönderde dalgalandırmasını başarmıştır. Modern Türkiye Cumhuriyeti Devletinin eşsiz önderi ve büyük Komutanı Mustafa Kemal ATATÜRK, Türkün en müşkül bir zamanında bile yedi düvel düşmanla baş ederek derslerini vermiştir…
  “Ümit fakirin ekmeğidir, ye Memet ye…” diye boşuna söylenmemiştir. İşte 2013 yılı da artık geçmişte kaldı, yeni umutlarla 2014 yılı önce Türk Milletine ve “İZLEM” gazetesi okuyucusuna sonra da dünya insanlık alemine sıhhat, barış ve bol kazanç ile mutluluk getirmesini temenni ediyorum. Maalesef Ortadoğu coğrafyası üzerinde dönenen siyah bulutlar, Batılı Emperyalist güçlerin tetiklediği bir savaş senaryosundan başka bir şey değildir. Egoist isteklerini tatminden öteye,global dünyaya hakim olma sevdaları öteden beri mevcuttu. VARŞOVA paktı çözülünce bu söz konusu güçler bölgemizi  yakın markaja aldılar. Bir taraftan Büyük Orta Doğu projesi uygulamaya konurken, diğer taraftan da Kafkas ve Balkan ülkelerini bir takım cezp edici manevralarla NATO paktına yanaştırmak olmuştur. Bu projelerini kısmen de olsa gerçekleştirdiler. Şimdi projelerinin (kendileri için) daha da önemli kısmına hamleler yapmakta olduğunu bütün dünya alem seyretmektedir. Sırasıyla Irak, Libya, Mısır tamamlandı ve sıra Suriye’ye geldi ama burada bir başka projelerini bölge insanını birbirine düşürerek gerçekleştirmek isterler. Neresidir bu ülke? Tabi ki İran…
  Kolay lokma olmadığının farkında onlar da. Bu sebeplerden dolayı ortaya atılacak “harikiri” yapabilecek gönüllü adayın oltaya takılmasını bekliyorlar. Tutar mı ? Tutmaz ise, B planlarını harekete geçirmeye çalışacaklardır. O da olmazsa bu söz konusu ülkelere “Demokrasi” götürmek için ne gerekirse onu göze alır bu caniler. Başarıp başaramayacaklarını zaman gösterecektir…
   Ülkemizde de yeni bir senaryo üzerinde çalışmalar başlatılmıştır. Bu senaryonun amacı hakkında düşünce yürüten siyasiler kendi çıkarları doğrultusunda karmakarışık manevralar içerisine girmişlerdir. Dış dünya ile ilişkilerin mevcut olduğunu savunanlara artı olarak görevlerinden alınan onlarca yetkili bunu doğrulamaya yeter. Ancak tarafsız olarak mesele incelenmeye gidilse bile yine de bir çıkmaz sokakta yol son buluyor kanısındayım. Devlet sırrı olacaktır, olmalıdır diye düşünenler zaman zaman karmaşaya düşmesi kadar da Milli şuur sahibi her Türk, iç ve dış kaynaklı sinsi tuzakların kurulmasına karşı gelmesi kadar doğal ne olabilir ki? Geri dönüp de yapılanlara bakılırsa, Türk’ü üzen o kadar çok hadise var ki… Hangisini saysak?
   Çark etmek diye bir şey varsa da, buradaki durum öyle olmasa gerek. Ayrı ayrı bölge ve yerlerde konuşma tarzları değişiyorsa, samimiyetten söz etmek olmaz diye düşünenler çoğunluktadır. Madem ki “Olduğu gibi görün- Göründüğün gibi ol” deyimini bir prensip olarak kabul etmişsek, manevralara gerek yoktur.
                                                                          ***
   Ecnebi asıllı bir önemli şahsiyet olan(Torsend), Mustafa KEMAL’e:
 “Siz Napolyon’a benziyorsunuz” der.
Mustafa KEMAL, bu benzetmeyi reddetti ve;
  “Napolyon, arkasına bir sürü, muhtelif milliyetteki insanları toplayarak macera aramaya çıktı. Ve bunun içindir ki yarı yolda kaldı. Ben bir anadan, bir babadan gelen kardeşlerimle kendi Vatanımı kurtarmak davası yolundayım. Ve muhakkak ki muvaffak olacağım.” Cevabını verdi.
                                                                        ***
  “İZLEM” Gazetesi okuyucularımız Sayın Enver BOLAT ve Ömer SANDAL beylere selam eder, sorularının cevabını gelecek sayımızda cevaplamaya çalışacağım. Ayrıca okuyucularımız Sayın Hüseyin BOZKURT, İsmail YÜZGEÇ, Hüseyin GÜZELÇAY ve Merih ŞENER Beylere de selamlarımı sunarım efendim!
          Esen kalın.                                      

  

0 yorum:

Yorum Gönder