YENİ YILDA YENİ UMUTLARLA…
İnsan yapısında ki en önemli unsur diğer
canlılara göre düşünebilmesidir. Düşünmek ve planlı olmak kişiye birçok avantaj
sağlar. Bu sebepten dolayı planlı ve programlı olmak her fert için avantajlar
sağlar. Bir de Türk Milletinin teselli edici deyimleri ve ata sözleri bir çok
dillerde olmayabilir. Bunda da Türk tarihinin derin izleri ve kültür bakımından
farkı ortaya yansımaktadır. Atalarımız nice badirelerden geçerek, varlığını ve
Türk kültürü ile anane ve göreneklerimizi yaşatmaya muvaffak olmuşlardır. En az
yedi bin yıldan beri Türk tarihi ve töresi yer küresinde bilinmektedir. İnişli
– çıkışlı sarp yollardan ve dar boğazlardan geçtiği bir gerçektir ve kaderin
böylesi düşman başına, rahat bir nefes almasına hep birileri engel olmaya
çalışmıştır. Buna rağmen varlığını ve
Ay-Yıldızlı Türk Bayrağını gönderde dalgalandırmasını başarmıştır.
Modern Türkiye Cumhuriyeti Devletinin eşsiz önderi ve büyük Komutanı Mustafa
Kemal ATATÜRK, Türkün en müşkül bir zamanında bile yedi düvel düşmanla baş
ederek derslerini vermiştir…
“Ümit fakirin ekmeğidir, ye Memet ye…” diye
boşuna söylenmemiştir. İşte 2013 yılı da artık geçmişte kaldı, yeni umutlarla
2014 yılı önce Türk Milletine ve “İZLEM”
gazetesi okuyucusuna sonra da dünya insanlık alemine sıhhat, barış ve bol
kazanç ile mutluluk getirmesini temenni ediyorum. Maalesef Ortadoğu coğrafyası
üzerinde dönenen siyah bulutlar, Batılı Emperyalist güçlerin tetiklediği bir
savaş senaryosundan başka bir şey değildir. Egoist isteklerini tatminden öteye,global
dünyaya hakim olma sevdaları öteden beri mevcuttu. VARŞOVA paktı çözülünce bu söz
konusu güçler bölgemizi yakın markaja
aldılar. Bir taraftan Büyük Orta Doğu projesi uygulamaya konurken, diğer
taraftan da Kafkas ve Balkan ülkelerini bir takım cezp edici manevralarla NATO
paktına yanaştırmak olmuştur. Bu projelerini kısmen de olsa gerçekleştirdiler.
Şimdi projelerinin (kendileri için) daha da önemli kısmına hamleler yapmakta
olduğunu bütün dünya alem seyretmektedir. Sırasıyla Irak, Libya, Mısır
tamamlandı ve sıra Suriye’ye geldi ama burada bir başka projelerini bölge
insanını birbirine düşürerek gerçekleştirmek isterler. Neresidir bu ülke? Tabi
ki İran…
Kolay lokma olmadığının farkında onlar da. Bu
sebeplerden dolayı ortaya atılacak “harikiri” yapabilecek gönüllü adayın oltaya
takılmasını bekliyorlar. Tutar mı ? Tutmaz ise, B planlarını harekete geçirmeye
çalışacaklardır. O da olmazsa bu söz konusu ülkelere “Demokrasi” götürmek için
ne gerekirse onu göze alır bu caniler. Başarıp başaramayacaklarını zaman
gösterecektir…
Ülkemizde de yeni bir senaryo üzerinde
çalışmalar başlatılmıştır. Bu senaryonun amacı hakkında düşünce yürüten
siyasiler kendi çıkarları doğrultusunda karmakarışık manevralar içerisine
girmişlerdir. Dış dünya ile ilişkilerin mevcut olduğunu savunanlara artı olarak
görevlerinden alınan onlarca yetkili bunu doğrulamaya yeter. Ancak tarafsız
olarak mesele incelenmeye gidilse bile yine de bir çıkmaz sokakta yol son
buluyor kanısındayım. Devlet sırrı olacaktır, olmalıdır diye düşünenler zaman
zaman karmaşaya düşmesi kadar da Milli şuur sahibi her Türk, iç ve dış kaynaklı
sinsi tuzakların kurulmasına karşı gelmesi kadar doğal ne olabilir ki? Geri
dönüp de yapılanlara bakılırsa, Türk’ü üzen o kadar çok hadise var ki…
Hangisini saysak?
Çark etmek diye bir şey varsa da, buradaki
durum öyle olmasa gerek. Ayrı ayrı bölge ve yerlerde konuşma tarzları değişiyorsa,
samimiyetten söz etmek olmaz diye düşünenler çoğunluktadır. Madem ki “Olduğu
gibi görün- Göründüğün gibi ol” deyimini bir prensip olarak kabul etmişsek,
manevralara gerek yoktur.
***
Ecnebi asıllı bir önemli şahsiyet
olan(Torsend), Mustafa KEMAL’e:
“Siz
Napolyon’a benziyorsunuz” der.
Mustafa
KEMAL, bu benzetmeyi reddetti ve;
“Napolyon,
arkasına bir sürü, muhtelif milliyetteki insanları toplayarak macera aramaya
çıktı. Ve bunun içindir ki yarı yolda kaldı. Ben bir anadan, bir babadan gelen
kardeşlerimle kendi Vatanımı kurtarmak davası yolundayım. Ve muhakkak ki
muvaffak olacağım.” Cevabını verdi.
***
“İZLEM”
Gazetesi okuyucularımız Sayın Enver BOLAT ve Ömer SANDAL beylere selam
eder, sorularının cevabını gelecek sayımızda cevaplamaya çalışacağım. Ayrıca
okuyucularımız Sayın Hüseyin BOZKURT, İsmail YÜZGEÇ, Hüseyin GÜZELÇAY ve Merih
ŞENER Beylere de selamlarımı sunarım efendim!
Esen
kalın.
0 yorum:
Yorum Gönder