Balkan Türklerinin Anadolu’ya geri dönüşü (göçü) 1877 / 78 Türk – Rus savaşından sonra başlamıştır. “Şipka” Muharebesi olarak tarihe çeçen bu kanlı savaş, bir yerde de “93 Harbi” olarak bilinir. Savaş bittikten sonra Plevne kahramanı Tokat doğumlu Osman Paşa’ya “Gazi “ unvanı verilmiş ve Marş yazılmıştır. İki dörtlüğüne
bir göz atalım :
Kara deniz akmam diyor,
Ben Tuna ‘ya bakmam diyor,
Osman Paşa askeriyle ,
Ben Plevne’den çıkmam diyor.
Kılıcımı vurdum taşa,
Taş yarıldı baştan başa,
Yaşa yaşa Osman Paşa,
Askerinle binler yaşa.
…………………………
Balkan Türklerinin ve bilakis Bulgaristan Türkünün bu marş hafızasına en derin bir şekilde kazınmıştır. Bu sebeple Balkan Türkleri statüsündeki Bulgaristan Türkleri Gazi Osman Paşa’yı özbeöz kendilerinden birisi gibi bilirler. Balkan Türkleri, Türk Devlet adamlarına ve Paşalarına tarih boyunca saygı duymuşlardır. İşte bu gen bağları, Balkan Türklerini Türkiye Cumhuriyeti Devletine sımsıkı bağlamaktadır.
Şubat ayı içerisinde Ceyhan Balkan Türkleri Dayanışma ve Kültür derneği yemekli bir gece düzenledi. Geceye ilgi büyüktü. Açılış konuşmasını Dernek Basın sorumlusu sayın Aydoğan Doğan yaptıktan sonra , Dernek Başkanı sayın Yusuf Özdemir kısa bir konuşma yaptı. Sırasıyla Ceyhan Belediye Başkanı sayın Hüseyin Sözlü, Ceyhan Kaymakamı sayın Ayhan Boyacı ve Balkan Türkleri Akdeniz Federasyon Başkanı sayın Necati Sultan’da önemli konuşmalar yaptılar. İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Sayın Serdar Filiz beyler de geceye teşrif ettiler. Gecede çok önemli konuşmalar, Balkan Türklerinden bol bol alkış aldı. Sayın Hüseyin Sözlü Balkan Türklerinin ve Türklüğün “Balkanlar” vatanıdır. “Balkan” sözcüğü Türkçe bir sözcük olduğunu vurguladılar. Bu hususta Türk Milletini yanıltmak gayretleri içerisinde olanları eleştirdiler. Balkan Türkleri Derneğinin kurucu üyelerinden Tarihçi, Araştırmacı Yazar sayın Mecit Sağır beye “Alternatif” Gazetesi Yazı İşleri Müdürü sayın Veysel Pulaşlı ‘nın yöneltiği sorular cevabını bulduğu kanısı taşımaktayım. Değerli Araştırmacı yazarımız bir eleştiri yapmışsa, bu demektir ki doğruları bulacağız. Eleştiriye veya tenkide açık olmak, Demokrasinin temel kuralıdır. Aklıma gelen bir hikayeyi anlatmak istiyorum. Ev sahibinin birisi gelen misafirlerini döver de öyle gönderirmiş. Bunu duyan bir kişi o eve misafir olmuş. Ne ikram edilmişse yemiş içmiş ve evden ayrılırken ev sahibine “Öğrenmek istediğim bir şey var. Siz gelen misafirlerinizi dövermişsiniz. Onu çok merak ettim” demiş. Bahçe kapısından sokağa çıkmış olan misafirini geri içeri almış ve iki tokat atmış ve demiş ki: “Ben işime karışanları dövüyorum. Sen karışmadan gitmek üzereyken, sen de karıştın demiş”. Burada anlatılmak istenen konuyu zannedersem okuyucularım anlamıştır. Bu hususta yerden göğe kadar Araştırmacı yazarımız haklıdır diye düşünüyorum. Ama Türk milletinin bir de deyimi vardır, “Misafir umduğunu değil,bulduğunu yer.” diye. Bulgar kökenli davetli sanatçı İliya, bence de biraz haddini aştı. Herkes haddini bilmek mecburiyetindedir. Yorumu size bırakıyorum, sevgili Balkan Türkleri...
Not: Bu yazı (makale) 17.04.2007 tarihinde İçel Ekspres Gazetesinde (Mersin) yayınlanmıştı. Bir iki düzeltme ve ilave ile “Alternatif ” gazetesi okuyucularına da sunmayı uygun buldum. Saygılar sunarım efendim.
* Balkan Türkleri kimdir ? makalesi dizgi ve bir takım teknik sebeplerden dolayı “Alternatif” gazetesinde eksik bir şekilde yayınlanmıştır. Okuyucularımızdan özür dileyerek, doğru şeklini bir kez daha yayınlıyoruz efendim.
Ahmet Basaran ben makalelerin cok anlamli. Emegine saglik
YanıtlaSil