Uzun lafın kısası,
23 Nisan 2013’te Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 93.yılı kutlamalarında,
her şey gözler önüne serilmiştir. Protokoller vatandaşın tepkisine birçok yerde
yansıdı. Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI protesto edildi. “Bayrak nerede?” diye
bağıran vatandaşlar “Mustafa KEMAL’in askerleriyiz” diye slogan attı. Çeşitli
kentlerde de resmi törenlere gereken ilgiyi görevlilerin göstermemesi nedeniyle
protestolar yaşandı. Mustafa Kemal ATATÜRK dünya devletleri arasında Türk
çocuğuna armağan ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı aynı zamanda 23 Nisan
1920 yılında açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış tarihidir. Bu
bayram ilelebet yaşayacaktır, çünkü Türk Milleti bu bayramına sahip çıktığını
pratikte göstermiştir.
BDP Diyarbakır
Millet Vekili Altan TAN zırvaladı ve Türk Milleti’nin Ulusal Egemenliğine dil uzatıp, kinini kusmuştur. Ben şeriatçıyım
diyerek, manevralar yapmıştır. Unutmasın ki, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet
Türkiye’si TBMM temsilcisi olduğunu. Böylelerine “Nankör “ demek az gelir.
Saldırdığı KEMALİST yapı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve dünya Türkünün de
sevdasıdır. Bu sevda, bazı sinsi iç ve dış düşmanların suratına tokat
olacaktır. Türklüğün karakter yapısını Batılı düşmanlar zaten biliyorlar, çünkü
Çanakkale ile Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvel düşmanı Mustafa Kemal Paşa, MEHMETÇİK’LE denize dökmüştür. Fazla lafa gerek yok,
tarihe bir baksınlar…
MİLLİ
ŞUUR-İRADE-SEBAT ÜÇGENİ
Hayat dediğimiz
ömür, dar, virajlı ve meşakkatli yollardan geçer. Bu yolun yolcusu olan
insanoğlu, çocukluk çağından itibaren, önce ailesinde ve sonra eğitim
vasıtasıyla bu yolda yürümeye hazırlanır. Yetişme esnasında çevre ve ortam çok
etkilidir. Hiç şüphesiz, bu yol tehlikeler ve düşmanlarla da doludur.
Sen hey genç kardeşim, bu yolda
yürürken dikkat etmen en önemli unsur; Milli şuur ve irade ile sebat, seni bir ömür mutlu kılıp, başarıya
götürecektir. Yani, saadet denen büyük servetin kapısını mutlaka açacaksın,
açmalısın!
Senin önüne çıkacak
engelleri bir bir geçebilmen için yalnız irade ve sebat etmek dışında da, çok
çalışmak en büyük hedefin olmalıdır!...Zaten önüne çıkacak olan engeller, senin
esas hedefine ulaşmanda etken olacaktır. Düşmanların ise seni asıl hedefinden
bertaraf etmek için uğraşacaklardır. İşte burada, unutma ki, başarının en büyük
düşmanının tembellik olduğunu!
Tembellik,
disiplinsiz insanı çabuk tavlar, onu yolundan alır. Bunun için belirli planların
her zaman olmalıdır. Bu planların, günlük, haftalık, aylık ve yıllık zaman
dilimleri için yapılmalı ve harfiyen uygulanmalıdır. Planlarından seni yalnız
ve yalnız düşmanların uzaklaştırmak isteyeceklerdir, asla bunu unutma!
Kötü arkadaştan
kendini korumalısın. Onun sinsi planlarına düşmemek için, bir an evvel ondan
uzaklaşmalısın. Onun öğütleri seni, kendi yolundan alacaktır. Çünkü o senin
başarılı çalışmalarından rahatsız olur, kıskanır. Şarlatanlıkla seni ahlak dışı
yollara saptırmak için gece gündüz demeden uğraşacaktır. Tek çaren var, ilişkileri
kesmek ve noktalamaktır!
Dürüstlük ne
pahasına olursa olsun, senin biricik servetin olmalıdır. Hiçbir başarı yoktur
ki, yalan ve sinsilik üzerine kurulsun. Sahtekarlık ise, insanoğlunun yüz
karasıdır. Bencillik de, bir hastalıktır, tedavisi uygarlıktan geçer. Bencil
kişinin, canlılar arasında en tehlikeli bir cani olduğunu hiçbir zaman aklından
çıkartma!
Kısaca, düzen
üzerine de yalnız birkaç cümle söylememe müsaade edersiniz her halde. Öyleyse şunu
belle genç okuyucu kardeşim. Başarıya doğru giden yol, yani muvaffak olmanın
şartları arasında, düzen de çok önem taşır. Düzensiz kişinin başarısı pek
mümkün değildir. Düzenli kişinin elindedir başarının (muvaffakiyetin) anahtarı!
Bütün bu mevzuların başında, insanı sevmek
ve yaşama candan sarılmak şarttır, sevgili genç kardeşim !..
Esen kalın.
0 yorum:
Yorum Gönder